Calle Alcazabilla Plaza de Aduana’dan kısa bir yürüyüş sonrasında şehrin baş yapıtlarından biri olan La Alcazaba’ya varırsınız. Heykellerin çoğu 11.yüzyıla ait olsa da eser 8.yy da yapılmıştır. Hristiyan zaferinin kutlandığı yer olan Pueto del Cristo buranın ana giriş kapısıdır. Hisar, moronun askeriyesi tarafından inşa edilmiştir. Yapım amacı Malaga’yı araplardan korumaktı. Şimdilerde kullanılmasa da Malagadaki duvarlardan biridir. La Alcazaba ilk olarak iki duvar ve bir üçgen kule şeklinde inşa edilmiştir. Zigzag biçimli yoldan geçtikten sonra eşsiz dağ manzarasını izleyebilirsiniz. Kapılar ve dekoratif yollar romalılar tarafından yapılmıştır. Labirent biçimli yol biraz da eğlence için yapılmış olabilir. Arco de Cristo’yu geçtikten sonra arapların yapmış olduğu ve çeşitli çiçeklerin yetiştiği –yasemin sümbül- bahçeye varırsınız. Duvarların üzerinden baktığınızda Malaga’nın o güzel manzarasını izleyebilirsiniz. Sonuç olarak hisar gezisinin peşi sıra arkeoloji müzesi, roma tiyatrosu ve Gibralfaro kalesini ziyaret etmenizi öneririz. Castillo de Gibralfaro Bu harikulade yapı 14.yüzyılın başlarında 1. Yusuf tarafından fenikeliler ve bir deniz fenerinden esinlenerek inşa ettirilmiş ve adını da bu şekilde almıştır. (gebel- faro) Katolik krallığına karşı Malagalı yerlilerin başkaldırışına tanıklık ettiği için bu kale meşhur olmuştur. Bu başkaldırış 3 ay sürmüştür ve Kral Ferdinand’ın karısını alıp şehrin kulesine gitmesiyle sona ermiştir. Şimdilerde de bu hikaye söylenip bir piyesi yapılmaktadır. Katedral Plaza del Obispo Malaga katedrali 1528-1782 yılları arasında bir caminin yakınlarında yapılmaya başlanmıştır. Planında iki kuleli yapılması varken tek kuleli olarak inşa edilmiş ve şimdi bilinen ismi La Manquita’dır. 254 yıl sonra yapının karışmasının sebebi rönesans sırasındaki akım değişikliklerdir: klasik, gotik vs. Dışında farklı renklerde mermer kapılar bulunur ve sadece bazıları madalyon taşır. Yandaki diğer kapılar ise Malaga başkanlarına hitap eder. Ortadaki diğerlerinden daha geniş olduğu halde içeriye girdiğinizde kilise neflerinin büyüklüğiyle karşılaştığınızda şaşıracaksınız. Mimar neflerin gücünü taşıyabilmesi için kolonları farklı açılar ve düzende yerleştirmiştir. Tapınağın üzeri değişik biçimde dekore edilmiş kubbelerce kapalıdır. Koro koltuklarının dekorasyonu ise 42 tahta oyması heykeller yapan ünlü Pedro de Mano tarafından yapılmıştır. Barok orglar ve mermer vaaz kürsüleri de kiliseye yaraşır dekoratif çizgilerle süslenmiştir. Şapel etrafında da farklı eserler yer alır: Pedro de Mano’dan ağlayan anne, Alonso de Mena’dan İsa, Rosario de Alonso Cano’dan kutsal bakire vs Notre-Dame-des-Rois şapeli ve kutsal bakire ile oğlunu, Ste-Barbe şapeli ve onun gotik yapısını, Encarnación şapelini ve mermerden yapılmış akikle süslenmiş kolonlarını ziyaret etmeyi unutmayın. Kiliseler Soldaki resimde Martires kilisesini görüyorsunuz 1847’de yapılan bu kilise, şehirdeki martireslere ihtaf edilmiştir. Mudejat stiline özgü mimarisi ve Francisco Ortiz’in heykeli de olan barak yapısı ile diğer kiliselerden ayrılır. Santiago kilisesi 1490’ da inşa edilmiş olup içinde mudejar stilinden küçük kuleleri ve değişik tarzda şapelleri içerir. Pablo Picasso’nun da vaftiz töreni burada sergilenmektedir. San Juan Bautista Kilisesi 1490’da yapılan bu kilisenin kulesi 1770’de eklenmiştir. Içerisinde şık şapellerin bulunduğu bu kilisenin 17.yüzyıl görüntüsü Francisco Otiz tarafından verilmiştir. Santuario de la Victoria kilisesi 1487’de, katolik kralların dükkanların senelik yarışlarının başladığını gösteren çanların yerleştirildiği yerde inşa edilmiştir. En önemli özelliği ise dekoratif sunağının olmasıdır. Kilise bodrumunda Buenavista ailesinin sayılı mezarları bulunur ki bu da bu kilisenin 17.yy da tekrar inşa edilmesine sebep olmuştur.
yukarı dön
Sorumluluk Bildirgesi: Sitemizde yer alan bilgiler en olası bilgiler olup bunların ışığında karşılaşılabilecek herhangi bir kayıp, hasar ya da uygunsuzluk durumunda yasal sorumluluk kabul etmemekteyiz. |
büyük görünüm
|